All fields are required.

Close Appointment form

Tip 2 diyabet için Paleo Diyeti: Artılar ve eksiler

Şekerinizi düşürmek için Paleo diyeti yapmak istiyorsanız yalnız değilsiniz. Tip 2 diyabeti olan birçok kişi; insülini canlandırmaya ve şekerini dengelemeye yardımcı olacağı umudu ile Paleo diyetini benimsiyor. Bu diyet; modern toplum içinde mümkün olabildiğince, Paleolitik (taş devri) dönemde yaşayan atalarımızın yediğine benzer yiyecekleri yemeye dayanıyor ve adı da buradan geliyor. Her ne kadar neye “izin verilip” neye “izin verilmediği” uygulanan diyete göre değişse de, diyetin genel konsepti; doğrudan topraktan gelen meyve, sebze, kuruyemiş, tohumlar, et ve balık gibi gıdaları yemeye ve ilkel atalarımızın yeme olasılığı bulunmayan yiyeceklerden uzak durmaya dayanıyor. Peki, bu zamanla çekiciliğini kaybedecek bir “moda diyet” mi? Yoksa Paleo diyeti yapmak gerçekten de şekerinizi düzeltebilir mi? İşte artı ve eksisi ile; Paleo diyeti.

Artı: Diyet tam ve işlenmemiş gıdalara odaklanıyor

Geçici diyet modalarına karşı dikkatli olmalıyız. Pek çokları için bunun nedeni; moda diyetlerin, takipçilerini sürdürülebilir ve bütçe dostu sağlıklı yeme şeklinden uzak; frape, çubuk, toz ve hap şeklindeki işlenmiş gıdaları tüketmeye teşvik etmesi. Paleo diyeti ise gerçek gıdalara dayanıyor. Yani temel dayanağı doğal yiyecek. Bunun anlamı; yüksek lifli meyve – sebzeler, çayırda otlayıp beslenmiş hayvanların etleri gibi kaliteli protein kaynakları ve kuruyemişlerle; avakado gibi kalp dostu yağlar. Bu tür bir yemek şekli; dışarıda daha az ve evde daha çok yemek anlamına geliyor. Böylelikle; yemeğin içeriği, aldığınız porsiyon ve şeker düzeyleriniz konusunda daha fazla kontrol sahibi olunuyor. Paleo diyeti bu standartla, bir altın yıldızı hak ediyor.

Eksi: Hâlâ bir sürü yutturmaca var

Gıda şirketleri; bu diyeti yapanları çekmek amacıyla işlenmiş gıdaların Paleo tiplerini piyasaya sürmeye başlasa da, Paleo diyeti bundan bağımsız hareket etmektedir. Diyet, tam ve besleyici gıdalara dayalıdır. Zaten Paleotik dönemde yaşayan “mağara adamları”nın, dondurmanın yanında hindistan cevizi unundan yapılmış tarçınlı sandviç ekmeği yemediklerini biliyoruz. Şekerinizi düzene koymak amacıyla bu diyeti yapmayı düşünüyorsanız; satın aldığınız ambalajlı gıda maddelerinin “içindekiler” konusunda dikkatli olmalısınız. Ön yüzünde “Paleo dostu” diye haykıran bir paket aldığınızda; bu gıdanın gerçekte ne kadar besleyici olduğunu ve kan glukoz düzeylerinizi nasıl etkileyebileceğini anlamak için, besin etiketini kontrol edin. Eninde sonunda işlenmiş gıda, işlenmiş gıdadır ve hangi kaynaktan olursa olsun, şekerinizi tırmandırabilir.

Artı: Daha az “basit karbonhidrat” alırsınız

İlkel atalarımızdan öğrendiğimiz değerli bir ders: Karbonhidratların en iyi; besleyici ve gerçek yiyecek kaynaklarından alındığıdır. Paleo diyeti; tahılları, süt ürünlerini ve pek çok tatlandırıcıyı kısıtladığından; karbonhidratlarınız meyve ve sebzeden gelir. Cips ve şeker gibi işlenmiş gıdalar ve rafine buğdaydaki basit karbonhidratlar, kandan hızla emilerek şekeri yükseltir. Diyetinizden basit karbonhidratları kaldırarak şekerinizi daha kolay dengeleyebilirsiniz. Ayrıca, meyve ve sebzeyi protein ve sağlıklı yağlarla birlikte almak da; şekerin kana geçiş hızını yavaşlatacaktır.

Eksi: Kısıtlayıcı… Hem de çok kısıtlayıcı

Paleo diyeti; glukozu kontrol etmeye yardımcı olan gıdaları içerir ve şekeri tutuşturan gıdaları kaldırır. Ayrıca, geleneksel beslenme standartlarınca ana menü olarak görülen çeşitli gıdaları da yasaklar. Örneğin, Paleo diyetleri, taş devrinde yenmediği gerekçesiyle; süt ürünleri, tam tahıllar ve bakliyatı diyetten çıkarmayı önerir. Pek çok bilim adamı ve antropolog buna karşı çıkıyor ve tek bir gerçek Paleo diyeti bulunmadığını söylüyor. Aynı zamanda çoğu; coğrafi bölge ve tarih cetveli uyarınca, eski adamların bu gıdaların birçoğunu yediğine dair güçlü kanıtlar olduğunu bildiriyor. Yani eğer Paleo diyetine başlamayı düşünüyorsanız; belirli gıdalar söz konusu olunca, diyetinizde biraz esnekliği göz önüne alabilirsiniz. Örneğin tüm tahıl ve bakliyatı diyetinizden çıkardığınızda, şeker için özellikle yararlı olan bazı besinleri kaçırırsınız. Bu durumda tahılları seçerken yulaf ve arpa gibi lif ve potasyum içerenleri tercih edin. Bakliyatı diyetinize katmak için, yarım bardak haşlanmış fasulye veya mercimeği; salataya ya da çorbaya ilave edin. Bu arada, bu iki yemek grubu da, Amerikan Diyabet Derneği tarafından hazırlanan “diyabet için süper gıdalar” listesinin üst sıralarında yer almaktadır.

Artı: Bir yaşam tarzı

Paleo diyetinin savunucularının çoğu; size bunun bir heves değil, kalıcı bir yeme şekli olduğunu söyleyecektir. Çarpıcı bir zayıflama için, belirli bir zamanda ağır kalori kısıtlamasını teşvik eden popüler diyetlerin aksine; Paleo diyeti yemeğe, sadece daha küçük bir bel ölçüsü için değil; daha iyi bir yaşama katkı sağlayan bir anlam içinde yaklaşmaktadır. Diyetin savunucuları; kademeli, sürdürülebilir bir zayıflamayı teşvik edip, hastalığın tedavisine odaklanmaktadır. Paleo diyetini yapın ya da yapmayın; sağlıklı bir yaşam için yemek alışkanlıklarınızı değiştirmek, uzun vadeli sıkı bir rejimden her zaman daha iyi bir yaklaşımdır.

Eksi: Hâlâ öğrenecek çok şey var

Paleo diyeti ile ilgili şu anki gerçek; çoğu iddiayı destekleyecek sınırlı veri olduğudur. Bir takım araştırmalar bu diyeti uygulayanların glukoz toleransını iyileştirebildiğini ve şekerlerini daha iyi dengelediklerini öne sürdüğünden; diyabetlilerin çoğu, Paleo diyetinin cazibesine kapılmaktadır. Ancak; Paleo diyetin diyabet tedavisinde ne kadar etkili ve güvenli olduğunu söyleyebilmemiz için, daha önemli kanıtlar gerekmektedir. Bu diyete geçmeyi planlıyorsanız; yağsız et, zeytinyağı ve avokado yağı gibi bitkisel yağlar seçmeyi ve kaliteli protein kaynaklarını tercih etmelisiniz. Zaten diyabet hastaları yağlı etler ve trans ya da doymuş yağlardan kaçınmalıdır. Son olarak; düzenli bir şekilde insülin veya şeker düzenleyen ilaçlar alıyorsanız, bu tür düşük karbonhidratlı bir diyeti izleme konusunda doktorunuzla görüşmeden karar vermeyin. Aksi takdirde; ani şeker düşmeleri yaşayabilirsiniz.