Obezite Hakkında Bilgiler | Ulusal Obezite Veritabanı http://www.ulusalobeziteveritabani.com Obezite ve Obezite Ameliyatları Hakkında Bilgi Veren toplandığı sürekli güncel obezite platformu. Ulusal Obezite Veritabanı Thu, 18 May 2017 09:16:18 +0000 tr-TR hourly 1 https://wordpress.org/?v=4.4.21 Obezite Nedir? http://www.ulusalobeziteveritabani.com/obezite-nedir/ Thu, 18 May 2017 08:58:02 +0000 http://www.ulusalobeziteveritabani.com/?p=1521 &raquo]]> Obezite nedir?

Obezite, günümüzde artobezite-nedirık sıklıkla duyduğumuz bir kelime. Bu kadar sık duyulmasının nedeni, obez bireylerdeki endişe veren artış oranı. Üstelik obez olma yaşı da günden günde düşüyor. Peki bireyi obeziteye iten nedenler nedir?

Obezite genellikle; yüksek oranlarda kalorili beslenme düzeniyle yaşayan, fiziksel etkinliğin ya da egzersiz yapmanın az olduğu kişilerde görülmektedir. Fazla kalori alımı sonucunda vücutta biriken fazla enerji depolanamaz ve yağa dönüştürülür. Yağdaki artış ise obeziteyi beraberinde getirir. Dengesiz beslenme ve egzersiz yapmama dışında; genetik olarak yatkın olma, hormonal bozukluklar, psikolojik sorunlar ve sonrasında kullanılan antipsikotik ilaçlar da obeziteyi tetikleyen sebepler arasındadır.

Obezite ile birlikte kişinin hayatına birçok yan hastalık da girer. Bunların başında; tip 2 diyabet, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, karaciğer yağlanması, uyku apnesi, kalp rahatsızlıkları ve bazı kanser türleri bulunmaktadır. Peki obez olup olmadığımızı nasıl anlarız?

Obezite nasıl saptanır?

Obez olup olmadığınızı belirlemek için kilonuzu, boyunuzun karesine bölmek gerekir (kg/m²). Ortaya çıkan değere Vücut Kitle İndeksi (VKİ) adı verilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün vermiş olduğu referans aralıklarına göre;

VKİvki
18.5 kg altındakiler zayıf
18.5 – 24.9 kg arasındakiler normal kilolu
25 – 29.9 kg arasındakiler fazla kilolu
30 – 34.9 kg arasındakiler I. derece obez
35 – 39.9 kg arasındakiler II. derece obez
40 kg üzerindekiler ise III. derece morbid obez olarak adlandırılır.

VKİ’nin yanında, bel ve kalça çevresinin ölçülmesi de obezite hakkında bilgiler vermektedir. Erkeklerin bel çevresinin 102 cm’den, kadınların ise 88 cm’den büyük olması, riskli bir döneme girildiğinin göstergesidir. Elbette bu yöntemler tek başına vücuttaki yağ oranının net bir şekilde bilinmesini sağlamaz. Yağ artışının yanında, yağın hangi bölgede biriktiği de önemlidir. Sadece göbek bölgesinde biriken yağ oldukça tehlikelidir. Dışarıdan zayıf görünen bir bireyde de fazla yağlanma söz konusu olabilir. Günümüzde bu tarz insanlar için “dıştan zayıf, içten şişman” terimi kullanılmaktadır. Yani fazla yağların sağlığınızı tehdit edip etmediğini anlamak için VKİ ve bel-kalça çevresinin ölçümü dışında farklı tetkikler de yapılması gerekebilir. Fakat pratikliği açısından en çok kullanılan yöntem bu ikisidir.

Obezite’nin yol açtığı rahatsızlıklar nelerdir ?

Obezite birçok hastalığın hayatınıza girmesinde neden olur. Bunların başında tip 2 diyabet, hipertansiyon, koroner arter hastalığı, kan yağlarının yüksekliği, uyku apnesi, karaciğer yağlanması, bazı kanser türleri ve elbette ruhsal sorunlar gelmektedir. Zamanla eklem rahatsızlıkları, felç gibi durumlarla da karşılaşılabilir. Tüm bunlar bireyin toplumla olan bağını zayıflatarak sosyolojik bir uyumsuzluğu da tetiklemektedir.

Obezite’nin tedavi yöntemleri nelerdir ?

Obezite’nin tedavisinde genellikle diyet ve fiziksel aktivite ilk uygulanan yöntemlerdir. Bunlarla birlikte gerektiği durumlarda ilaç tedavisine de gidilebilir. En son çare olarak uygulanan ve günümüzde en etkili çözümü sunan yöntem ise cerrahidir.

İlk etapta uygulanacak diyet ve egzersiz kişiye özgü olarak belirlenmelidir. Uygulanacak egzersiz faaliyetlerinde hastanın yaşı, eşlik eden kronik rahatsızlıklar ve semptomları dikkate alınmalıdır. Aynı zamanda hastanın kilosu da belirleyici bir etkendir. Obez hastalar genellikle hemen kilo vermek isterler; ancak hedefler gerçekçi bir bakış açısıyla konulmalıdır. Yapılan araştırmalar kilo vermeyi amaçlayan her 100 obez hastadan sadece birinin bunun başardığını göstermiştir. Bunun yanında eğer ilaç da almanız gerekliyse; bunu mutlaka doktor kontrolünde yapmanız gereklidir. İlaç alımı ile birlikte diyet ve egzersizi de birlikte yürütmeli ve kontrollerinize aksatmadan gitmeniz gerekmektedir. Uygulanan bütün yöntemler başarısız olmuş ise cerrahi yöntem devreye girmektedir.

obezite-ameliyatiObezite Ameliyatı nedir ?

Obezite ameliyatı günümüzde obezite’nin çözümü için sunulan en etkili yöntemdir. Hastanın durumuna göre belirlenen ve uygulanan birçok farklı teknik bulunmaktadır. Mide kelepçesi, tüp mide, mide katlama gibi yöntemler “kısıtlayıcı” yöntemlerdir. Bu ameliyatlarda hastanın mide hacmi küçültülür. Mide kelepçesi yöntemi yan etkileri nedeniyle son yıllarda daha az uygulanan bir teknik haline gelmiştir. Bunlar dışında biliopankreatik diversiyon, SADI ve duodenal switch adında, emilim bozukluğunu da düzeltmeyi amaçlayan yöntemler bulunmaktadır. Bu iki yöntemin kombine şekilde uygulandığı ameliyatlar ise mini gastrik bypass (MGB) Gastrik Bypass, ileal transpozisyon ve transit bipartisyon yöntemleridir. Bu yöntemlerde bağırsakların bir kısmı devre dışı bırakılır. Emilim bozukluğu sorunu olmayan bu uygulamalarda, hastalar dışarıdan hiçbir takviye almadan hayatlarına devam edebilirler. Obezite ameliyatında bütün yöntemler kapalı olarak, yani laparoskopik şekilde yapılmaktadır. Bu nedenle hastalar kısa sürede taburcu olurlar ve günlük yaşamlarına dönerler.

Obezite Ameliyatı kimlere uygulanabilir ?

Obezite ameliyatı diğer bütün tedavi yöntemlerini denemesine rağmen kilo veremeyen, kilo verse bile kısa süre sonra tekrar alan bireylere uygulanır. Aynı zamanda vücut kitle indeksi (VKİ) 40’ın üzerinde olması gereklidir. Elbette VKİ 35-40 arasında bulunan ve fazla kiloya bağlı şeker hastalığı, yüksek kolesterol, hipertansiyon gibi hastalıkları bulunan kişilere de uygulanabilmektedir. Bu noktada hasta seçimi çok önemlidir. Hekimlerin başvuruda bulunan hastaların durumlarını çok iyi analiz etmeleri ve uygulanacak tekniği buna göre belirlemeleri gerekmektedir. Aksi takdirde revizyon ameliyatı ihtiyacı gündeme gelebilir.

www.ulusalobeziteveritabani.com

]]>
Obezite ve Kısırlık Tedavisi http://www.ulusalobeziteveritabani.com/obezite-ve-kisirlik-tedavisi/ Wed, 26 Apr 2017 13:00:26 +0000 http://www.ulusalobeziteveritabani.com/?p=1515 &raquo]]> Hollanda’da yapılan bir çalışmada; kilo vermenin, obez hastalara uygulanan kısırlık tedavisinin başarısını etkileyip etkilemediği araştırıldı.

obezite-ve-kisirlik-tedavisiNew England Journal of Medicine isimli tıp dergisinde yayımlanan çalışma, Groningen Üniversitesi’nde görev yapan Dr. Meike A. Q. Mutsaerts ve meslektaşları tarafından gerçekleştirildi. Çalışmada; obez ve çocuk sahibi olamayan kadınlara kısırlık tedavisi öncesinde, kilo vermeleri amacıyla yaşam tarzlarını değiştiren bir program 6 ay süreyle uygulandı. Bu gruptaki kadınların hamile kalma ve sağlıklı bir çocuk dünyaya getirme olasılığı, kısırlık tedavisine hemen başlayanlardan farklı olmadı.
Çalışmada; 18-39 yaşları arasında, çocuk sahibi olamayan, vücut kitle indeksi 29 kg/m2 ya da daha fazla olan kadınlar iki gruba ayrılarak incelendi. Çocuk sahibi olmayı engelleyen belirgin sorunları olan hastalar çalışmaya alınmadı. 289 kadının yer aldığı ilk grupta, 6 ay boyunca yaşam tarzı değişiklikleri ile vücut ağırlığının %5 – %10’unun verilmesi hedeflendi. Bunu takip eden 18 ayda ise kısırlık tedavisi uygulandı. İkinci gruptaki 285 kadına ise hemen kısırlık tedavisi başlandı ve 24 ay boyunca uygulandı.
Yaşam tarzı değişiklikleri uygulayan gruptaki kadınların %37.7’si, 6 ay içerisinde vücut ağırlıklarının %5’ini ya da daha fazlasını kaybetti. Diğer grupta bu yönde bir değişiklik olmadı. 24 ay içerisinde hamile kalan ve canlı doğum yapanların oranı her iki gruptada benzer bulundu. Kilo vermenin hamile kalmayı hızlandıran bir etki yapmadığı belirtildi.

Sağlıklı bir yaşam tarzına sahip olmanın önemi vurgulandı

Yapılan açıklamalarda, hamileliğin gerçekleşmesinden önceki ve sonraki dönemlerde sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmenin önemli olduğu vurgulandı. Hamile kalmak isteyenlere Akdeniz diyeti önerilirken; işlenmiş gıdaları, soda, kafein ve alkolü azaltması tavsiyesinde bulunuldu.
Amerika’da görev yapan Dr. Carolyn Alexander “Tiroid bezi ile ilgili sorunları ve insülin direncini değerlendirdikten sonra beslenmenin uygun olup olmadığını gözden geçiririz. Hastaya, özellikle kalp ve damarlara yönelik egzersiz yapmasını tavsiye ederiz.” açıklamasını yaptı.
Yaşı ileri olan kadınlarda farklı bir strateji uygulanması gerekebilir
Dr. Alexander sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Yumurta kalitesi yaşla birlikte azalırken, hastaya çocuk sahibi olmayı ertelemesi yönünde danışmanlık vermek zordur. Yaşa ve yumurtalıkların durumuna göre, hamileliğin kısa sürede gerçekleşmesini sağlamak için kısırlık tedavisini başlatmak mantıklı olabilir.”
35 yaşın üzerindeki kadınların kısırlık tedavisi görürken, yaşam tarzlarını değiştirerek kilo da verebilecekleri ifade edildi.

Kaynaklar
1. N Engl J Med. 2016;374:1942-1953. Özet
2. Weight Loss Does Not Improve Infertility Treatment Outcomes. Medscape. May 20, 2016. http://www.medscape.com/viewarticle/863581?src=wnl_edit_tpal#vp_2 (Troy Brown – Erişim tarihi:07.10.2016)

]]>
Obezite ve Karaciğer Hastalıkları http://www.ulusalobeziteveritabani.com/obezite-ve-karaciger-hastaliklari/ Mon, 10 Apr 2017 12:58:50 +0000 http://www.ulusalobeziteveritabani.com/?p=1512 &raquo]]> Obezite karaciğer hastalıkları riskini artırıyor

obezite-ve-karaciger-hastaliklariHepatology (Karaciğer Hastalıkları) isimli bilimsel dergide yayımlanan bir çalışmaya göre; ergenlik döneminde obez ya da fazla kilolu* olan erkeklerde, yaşamın daha sonraki dönemlerinde ciddi karaciğer hastalığına yakalanma riski daha yüksek.
Yapılan çalışmaya 1969 – 1970 yılları arasında, ergenlik döneminin sonlarındayken askerliğe başlayan yaklaşık 45 bin İsveçli erkek dahil edildi. Araştırıcılar katılımcıların 40 yıldan uzun bir süreyi kapsayan sağlık bilgilerini inceledi. Yaklaşık 400 kişi, ciddi karaciğer hastalığı tanısı aldı.
Sonuçlara bakıldığında; ergenlik döneminin sonlarında obez ya da fazla kilolu olan kişilerde, ciddi karaciğer hastalığı gelişme riski %64 daha fazlaydı. Vücut kitle indeksindeki her 1 puanlık artış için karaciğer hastalığı riski %5 artmaktaydı. Çalışmanın baş araştırıcısı olan ve İsveç’teki Karolinska Enstitüsü’nde görev yapan Dr. Hannes Hagstrom; siroz ve ciddi karaciğer hastalıklarını önleyebilmek için, riskin yüksek olduğu grupların tahmin edilebilmesi gerektiğini ifade etti. Hagstorm, fazla kilolu ve obez olma durumunun, karaciğer hastalıklarının gösterdiği artış ile bağlantılı bir faktör olduğu belirtti.
Hagstorm sözlerini şu şekilde noktaladı: “Erken yaşlardan itibaren vücut kitle indeksi yüksek olan bireylerde, ileride ciddi karaciğer hastalığı gözlenme riski yüksektir. Fazla kiloya uzun süre maruz kalmanın ciddi karaciğer hastalığı riskini artırması mümkündür.”
* Vücut Kitle İndeksi (VKİ, fazla kilolu ya da obez olma düzeyini saptamak için sık kullanılan bir ölçüttür. VKİ vücut ağırlığının (kg), boyun karesine bölünmesi (metre2) ile elde edilir.

VKİ Sınıflandırması ( kg/m2)
VKİ < 18.5 Düşük kilolu
VKİ 18.5 – 24.9 Normal
VKİ 25.0 – 29.9 Fazla kilolu
VKİ 30.0 – 34.9 Obez (I. düzey)
VKİ 35.0 – 39.9 Obez (II. düzey)
VKİ ≥40 İleri obezite (III. düzey)

Kaynak
http://www.webmd.com/diet/obesity/news/20160616/teen-obesity-may-mean-liver-disease-later?ecd=wnl_day_061716&ctr=wnl-day-061716_nsl-hdln_4&mb=UInRkhTMm3rRfHWmgbc5txXFE73IOX1cVNkxkW1ToiE%3d (Erişim tarihi:26.09.2016)

]]>
Obezite Ameliyatı ve Diyabet http://www.ulusalobeziteveritabani.com/obezite-ameliyati-ve-diyabet/ Mon, 27 Mar 2017 14:37:29 +0000 http://www.ulusalobeziteveritabani.com/?p=1499 &raquo]]> obezite-ameliyati-ve-diyabetObezite ameliyatı ve metabolik cerrahi girişimi uygulanan tip 2 diyabet hastalarının önemli bir bölümünde, diyabet tablosu tamamen ortadan kaldırılabilmektedir. Obezite ameliyatı girişimleri; erken yaşlarda tip 2 diyabet görülen hastaların kan şekerinde, hastalıkla ileri yaşlarda karşılaşanlara göre, daha iyi ve uzun vadeli bir biçimde kontrol sağlamaktadır.
JAMA Cerrahi dergisinde yayımlanan çalışma, Tayvan’da görev yapan Dr. Wei-Jei Lee ve meslektaşları tarafından gerçekleştirildi. Çalışmaya; vücut kitle indeksi 25 kg/m2’nin üzerinde olan ve obezite ameliyatı uygulanan 558 hasta dahil edildi. Diyabete 40 yaşından önce yakalanan 339 hasta ve diyabet ile daha ileri yaşlarda karşılaşan 219 hastaya ait veriler karşılaştırıldı.
Hastalığın erken başladığı bireylerde obezite ameliyatı ile diyabet tablosunun bütünüyle ortadan kalkması durumu daha yüksek oranlarda gerçekleşti. Aynı etki, 5 yılın sonunda, erken hastalık başlangıcı grubunda daha yüksek orada olmaya devam etti ve kilo kaybı da daha belirgin hale geldi.
Genel toplama bakıldığında; 5 yılın sonunda hastaların%60’ında, diyabet tablosu tamamen ortadan kalktı. Bu oran daha önceki yayımlarla uyumluydu. Obezite cerrahisinin uygulandığı yaş, hastalığın süresi ve ameliyat öncesindeki C-Peptid düzeyleri de ameliyatın başarısını etkilemekteydi.
ABD’de bulunan Brigham Hastanesi’nde görevli Dr. Ali Tavakkoli “Sonuçlar, cerrahi girişimlerin, tip 2 diyabetin tedavisinde etkili olduğunu göstermektedir. Erken yaşlarda başlayan tip 2 diyabette cerrahi girişimler daha da etkili olabilir. Cerrahi girişimin zamanlaması da önemlidir. Diyabet tanısından girişimin gerçekleşmesine kadar ne kadar az zaman geçerse, sonuçlar da o kadar iyi olmaktadır.” açıklamasında bulundu.

]]>
Obezite ve Migren İlişkisi http://www.ulusalobeziteveritabani.com/obezite-ve-migren-iliskisi/ Fri, 24 Mar 2017 13:26:38 +0000 http://www.ulusalobeziteveritabani.com/?p=1495 &raquo]]> obezite-ve-migren-iliskisiAmerikan Baş Ağrısı Derneği’nin 2016’daki yıllık toplantısında sunulan bir çalışmada; obez olan ve migren sorunu bulunan kadınların %40’ından fazlasının, baş ağrısına yönelik bir tedavi almadığı bilgisi yer aldı. Tedavi alanların çoğunluğunun migrene özgü tedavileri tercih etmediği, steroid olmayan iltihap giderici (NSAİ) ilaçları tek başına ya da diğer bir ilaçla birlikte aldıkları belirtildi.

Çalışmaya, bir nörolog tarafından migren tanısı konmuş olan 136 obez kadın dahil edildi. Yaş ortalaması 38.7, vücut kitle indeksi ortalaması ise 34.9 kg/m2’ydi. Katılımcıların ilaç kullanma biçimleri 28 gün boyunca bir akıllı telefon uygulaması üzerinden takip edildi. Bireylerin %79.4’ü steroid olmayan iltihap giderici (NSAİ) ilaçları en az bir kez kullandı. Migrene özgü bir ilaç grubu olan triptanlar ise katılımcıların %34’ü tarafından en az bir kez kullanıldı. Her iki ilaç grubunu birlikte kullananların oranı ise %16.9’du. Ayda, ortalama olarak, 11.1 gün baş ağrısı yaşandığı bildirdi. Baş ağrısının yaşandığı günlerin %57.5’inde hastalar bir ya da daha fazla ilaç kullandı.

Obezite kronik migrene yakalanma olasılığını artırır

ABD’de bulunan Albert Einstein Tıp Okulu’nda görevli Dr. Jelena Pavlovic “Baş ağrısı yaşanan günlerin yaklaşık yarısında herhangi bir tedavi alınmadığını saptadığımızda şaşırdık. Şu anda bunun nedenini bilmiyoruz. Mevcut ilaçların bu kişilerde yeterince etkili olmadığı ve bu nedenle tercih edilmedikleri yönünde bir fikir yürütülebilir.” şeklinde konuştu. Dr. Pavlovic bazı kadınların, uyku ya da gevşeme egzersizleri gibi ilaç-dışı yöntemler kullanıyor olabileceklerini de belirtti.
Yine ABD’de bulunan Mayo Clinic’te görevli Dr. Halker Singh ise yeni ve daha uzun süreli çalışmalar yapılabileceği bilgisini verdi. Ayrıca; migren tiplerinin, obez olmayan kadınların ve obez erkeklerin de araştırılması gerektiğini ifade etti.
Son olarak Dr. Pavlovic şunları söyledi: “Hekimler, bazı hastaların, ağrısı olduğu halde ilaç kullanmadığını fark edebilmelidirler. Hekim, hastaya neden ilaç kullanmadığını özellikle sormalı ve hastanın nedenlerini ve ihtiyaçlarını ele almalıdır. Sorunu fark eden hekimler, baş ağrısının hızlı bir biçimde ve yeterli dozda ilaç ile tedavisi konusunda hastayı eğitmelidir. Özellikle obez kadınlar için bu daha da önemlidir. Obezite kronik migrene yakalanma olasılığını artırır.”
Kaynak
1. American Headache Society (AHS) 58th Annual Scientific Meeting: Abstract 158797. (9 Haziran 2016’da sunuldu.)
2. http://www.medscape.com/viewarticle/865150?nlid=106827_2982&src=wnl_dne_160622_mscpedit&uac=198839BK&impID=1134065&faf=1#vp_2 (Liam Davenport – Erişim tarihi:29.08.2016)

]]>