ABD’de sağlık çalışanlarına yönelik hazırlanan bir anket çalışması ile obezite tedavisi mercek altına alındı. Ankete; aile hekimleri, dahiliye uzmanları, endokrinologlar, kadın-doğum uzmanları, hemşireler ve yardımcı sağlık personelinden oluşan yaklaşık bin 500 kişi katıldı.
Ankete katılan doktorlar; her ay yaklaşık 80 obez hasta ve fazla kilosu bulunan 110 hastayı tedavi ettiklerini belirttiler. Bu hastaların yarısından fazlasında şeker hastalığı bulunurken; tansiyon ve obezite ile ilişkili diğer hastalıkların da var olduğu bildirildi. Sonuçlara göre; doktorların üçte ikisi, her dört obez hastadan birine, kilo vermeye yönelik ilaç reçete etmekteydi. Bunun yanında, hastaların sadece yüzde 13’lük kısmı obezite cerrahisine yönlendirilmekteydi. Doktorlar, fazla kilolu ve obez hastaların tedavisi için; ağırlıklı olarak beslenme şeklinin değiştirilmesi ve egzersiz üzerinde durduklarını belirttiler. ABD’de bulunan Louisiana State Üniversitesi’nden Prof. Dr. Donna Ryan, anket sonuçlarını şu şekilde yorumladı: “Doktorlar, hastalarına kilo ile ilgili konularda yardımcı olmaya çalışıyor; ancak hayal kırıklığına uğruyorlar. Çünkü hastalar yaşam tarzlarını değiştirmekte çok zorlanıyor.”
Ankete göre; doktorların yüzde 59’u, hastalarına kilo vermeye yönelik ilaçlar reçete etmekteydi. Endokrinologların yüzde 85’i bu tarz ilaçlar yazdığını belirtirken; bu oran aile hekimlerinde yüzde 65 olarak bildirildi. Washington Üniversitesi’nde görev yapan Dr. Samuel Klein, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Anketteki en çarpıcı gözlem; FDA tarafından onaylanmış obezite ilaçlarının kullanım alanları, etkinlikleri ve güvenlilikleri ile ilgili önemli bilgi eksiklikleri olmasına rağmen, bu tip ilaçların hastalara yazılmasına devam ediliyor olması.”
İlaç Tedavisi Doğru Hedefe Yöneltilmiyor
Reçete edilen ilaçları kullanan hastalardan sadece yarısının kilo verme hedefine (fazla kiloların yüzde 10’u) ulaştığı bildirilirken; yüzde 35’inin, fazla kilolarının yüzde 5’ini verdiği ifade edildi. Hastaların yüzde 15’inin ise bütünüyle başarısız olduğu belirtildi. Amerikan Obezite Derneği başkan yardımcısı olan ve Boston Tıp Merkezi’nde görev yapan Dr. Apovian; bu sonucun hasta beklentisinin çok yüksek olmasına bağlı olabileceğini belirtti ve ekledi: “Hasta, 45 kilo vermek isteyebilir; ama ilaçlar, ağırlığınızın yalnızca yüzde 10’unu kaybetmenizi sağlar. 45 kilo vermek isteyen bir hasta, obezite cerrahisine adaydır. Bu sorun, eğitim eksikliğinden kaynaklanmaktadır.”
ABD’de faaliyet gösteren Pennington Biyomedikal Araştırma Merkezi’nde görevli Dr. George Bray; obezite tedavisinde birden fazla ilacın gerekli olabileceğini belirtti. Ancak, ilaç tedavisine yanıt veren bazı hastaların, ilacı kestiklerinde tekrar aynı kiloya ulaştıklarını da vurguladı. Ryan; hedefin doğru belirlenmesi gerektiğini ifade etti ve tartıdaki bir sayı yerine, sağlıkla ilgili ölçümlerde ilerlemenin hedeflenmesi gerektiğini belirtti. Dr. Ryan’a göre; hastalar yüzde 5 ila 15 oranında kilo verdiklerinde, sağlık ölçütleri ile ilgili hedeflere ulaşabilmektedirler.
Doktorların bir kısmı ilaçların etkisine güvenmiyor
Kilo verme ile ilgili ilaçları reçete etmediğini belirten doktorların çoğu; diyet, egzersiz ve davranış tedavilerine ağırlık vermeyi seçtiklerini belirtti. Birçok klinisyen; ilaçların güvenliliği ve yan etkileri ile ilgili endişeler olduğunu belirtirken; ilaçlar konusunda bir bilgi eksikliği bulunduğunu da ifade ettiler. Doktorların yaklaşık dörtte biri, hastaların ilaca bağlı yaşamalarını istemediğini ya da ilaçların etkilerine inanmadıklarını söyledi. Dr. Apovian; bu tip ilaçların etkili ve güvenli olduğunun klinik çalışmalar ile gösterildiğini ve ilaçlarda FDA onayı bulunduğunu belirterek, reçeteleme ile ilgili tüm konuları kapsayan güncel kılavuzların var olduğunu vurguladı. En önemli engelin maliyet olduğunu belirten Apovian “Obezite için onaylanmış ilaçların, sigorta sistemi tarafından geri ödenmemesi en büyük sorun olarak karşımıza çıkıyor.” şeklinde bir açıklama yaptı.
“Sağlık personeli eğitiminde sorun var”
Doktorları çoğu, ankette bulunan “Obezitenin tedavi edilebilmesi için öncelikli ihtiyaç nedir?” sorusunu; “Hastanın mevcut plana uyma konusundaki istekliliği” şeklinde yanıtladı. Dr. Ryan yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Hastaların yaşam tarzı planına uyma yönünde zorluklar yaşadığını biliyoruz. Bu, ‘istekli olma’ sorunu değildir. Doktorların; hastalar ile ilgili bu özelliği en önemli konu olarak seçmesi, sağlık personelinin eğitiminde bir sorun olduğunu göstermektedir.
Birçok doktorun, obezite tedavisine yönelik eğitimi olmaması nedeniyle, bu alanda donanımlı olmadığı belirten Dr. Klein; bunun bir nevi “koçluk” becerisi olduğunu ifade etti ve ekledi: “Yoğun çalışan bir doktorun, yaşam tarzı değişikliğini destekleme ve ilaç kullanma gibi tedaviler uygulamak için fazladan zaman harcaması çok zor. Ayrıca bu çabaların, genellikle sigorta sistemi tarafından geri ödenmediği gibi bir gerçek var.”
Editör’ün Notu: Kırk kilo vermesi gereken bir hastada 5 kiloluk geçici kilo kaybını “başarı” olarak gören zihniyet karşısında yapılabilecek hiç bir şey yok. Kilo veremeyen hastayı suçlamak, aşağılamak ve hatta hakaret etmek işin kolay tarafı. O bireyin neden o halde olduğunu anlamaya çalışmak ve ihtiyaç duyduğu tedaviyi ona sunmak ise işin zor tarafı.