Mide yanması ve reflü gibi rahatsızlıklarının tedavisi için kullanılan mide koruyucu ilaçlar, midenin ürettiği asit miktarını azaltarak etki gösterirler. ABD’de, 2013 verilerine göre; 15 milyondan fazla kişi bu ilaçları düzenli olarak kullanıyor.
Yapılan yeni bir araştırmada; proton pompasını baskılayan mide ilaçları kullanılmasının, uzun vadede böbrek hasarı ile bağlantılı olabileceği belirtilirken; bu gruptaki ilaçları kullananların, kronik böbrek hasarı riskinin de arttığı ileri sürüldü. Uzmanlar; kronik böbrek hastalığında, böbreklerin kanı etkin bir biçimde süzme yeteneğini kaybettiğini ve zaman içerisinde böbrek yetmezliği gelişebileceğini belirtiyor. Böyle bir durumda ise, diyalize girme ve böbrek nakli zorunlu hale gelebiliyor.
JAMA isimli tıp dergisinde yayımlanan çalışmada; damar sertliği ile ilgili bir araştırmaya katılan 10 bin hasta ile, Pennsylvania sağlık sistemine kayıtlı 250 bin hasta verisi incelendi. Johns Hopkins Üniversitesi’nde baş araştırıcı olan Dr. Morgan Grams; proton pompasını baskıyalan mide ilaçlarını kullanan bireylerde, kronik böbrek hastalığı riskinin, bu tarz ilaçları kullanmayanlara göre %20 – 50 daha yüksek olduğunu bildirdi. Araştırıcılar; günde bir kez ile iki kez ilaç kullanımı arasındaki farkı da incelediler. Günde iki kez ilaç kullanan grupta, kronik böbrek rahatsızlığı riski %46 oranında artarken; günde bir kez ilaç kullananlarda ise bu riskin %15 oranında arttığı gözlendi. İlaçlara bağlı risk artışının, 10 yıllık bir süre içerisinde ortaya çıktığı vurgulandı. Başka bir deyişle; doz ve süre arttıkça risk de artmaktaydı.
İlaçlar uygun olmayan şekillerde veriliyor
Proton pompasını baskılayan ilaçların, böbreğe nasıl zarar verdiği kesin olarak bilinmese de; Dr. Grams, bu konuda birkaç teorinin olduğunu belirterek, şu açıklamaları yaptı: “Bu ilaçlar, vücuttaki magnezyum düzeylerini düşürebiliyor. Böbrek hasarı, magnezyum eksikliğine bağlı olabilir ve mide ilaçları, kısa vadede de böbrek sorunları yaratabilirler. Bu ilaçların etkisi ile oluşan böbrek iltihabının, tekrarlayıcı olması durumunda, böbrekler zaman içerisinde zarar görebilir.” Araştırıcılar; reçetelerin %70’inin, uygun olmayan şekilde verildiğini belirtirken; bu grup ilaçları kullananların %25’inin ise, herhangi bir sorun yaşamadan ilacı bırakabilecek durumda olduğunu ifade etti.
Proton pompasını baskılayan ilaçların; kemik kırıkları, C. difficile bakterisine bağlı hastalıklar ve zatürre gibi bazı sağlık sorunları ile de bağlantılı olduğu bildirildi. New York’ta Lenox Hill Hastanesinden Dr. Arun Swaminath “Bu ilaçların kullanım süresi ve dozunu sınırlandırmaya başladık.” şeklinde bir açıklama yaptı. Amerikan Gastroenteroloji Akademisi Başkanı ve Mayo Clinic yöneticisi olan DeVault ise “Eğer ihtiyacınız yoksa, bu tür ilaçları kullanmayın. Reflü nedeniyle yanma şikayeti olanlar, rahatsızlıklarını azaltmak için proton pompasını baskılayan ilaçlara gerçekten ihtiyaç duyarlar. Bu bireylerin, ilaçlarını aniden bırakmamaları; bu ilaçlara gerçekten ihtiyaç duyup duymadıkları ile ilgili olarak, doktorlarıyla görüşmeleri gerekmektedir.” açıklamasında bulundu.
Çalışmada; benzer mide şikayetleri için, başka bir grup mide ilacı (H2 reseptör baskılayıcı) kullanan diğer bir hasta grubu ile yapılan karşılaştırmada; proton pompasını baskılayan türde ilaç kullananlardaki kronik böbrek rahatsızlığı riskinin, H2 reseptörünü baskılayan ilaçları kullananlara göre, %39 daha fazla olduğu da bildirildi. Dr. Swaminath, bu durum ile ilgili “Bence H2 reseptörünü baskılayan ilaçlar, bazı hastalar için, benzer etkinin elde edilebildiği daha ucuz ve daha güvenli bir seçenektir.” açıklamasını yaptı.
KAYNAK: JAMA Internal Medicine